Sezgin Kaşıkçı'nın yazısı
Trabzon’da kış en fazla bir hafta kar tutuyor diye, sürücüler kendini kandırıyor. “Zaten kar olmuyor” diye kış lastiğini önemsemeyenler, unutmasın: Arabayı modeli değil, lastiği taşır. Daha açık söyleyeyim; sizin canınız da frene bastığınız o lastiklerin insafına kalmıştır.
Mevsim yazı geçti, sonbahar da kapıdan çıkmak üzere. Kış geliyor. 15 Kasım itibariyle zorunlu kış lastiği uygulaması başladı. Özellikle ticari araçlarda, dolmuşlarda, otobüslerde bunun önemi iki kat artıyor. Özel araçlarda da durum farklı değil; hava sıcaklığı 7 derecenin altına düştüğü an yaz lastiği artık görevini bırakır, kış lastiği devreye girer.
Unutmayalım:
Yaz lastiği = Uzayan fren mesafesi, azalan yol tutuşu.
Kış lastiği = Güvenli fren, sağlam yol tutuşu.
Bu kadar net.
Bununla da bitmiyor…
Aracın kışlık bakımını yapmazsanız, soğuk havada performans düşer, yol tutuşu düşer, yolda kalırsınız. Sadece yağ değişimi değil; antifrizinden bujisine kadar her detay soğuk havada hayat kurtarır.
Elektrikli araç sahiplerine de bir çift sözüm var:
Elektrikli otomobillerin torku yüksek ve anında geldiği için, sıradan bir lastik bu baskıya dayanamaz. Elektrikli araç lastikleri bu nedenle daha dayanıklı, daha tok yapıda ve enerji verimliliği için özel üretilir.
Yani “Her lastik olur” mantığı burada tamamen çöker.
Çocuklarınızı nasıl gözünüz gibi sakınıyorsanız, otomobilinizi de öyle korumak zorundasınız. Çünkü sizi ve sevdiklerinizi yolda ayakta tutan şey; araba markası, modeli, kaç beygir olduğu değildir… Doğru lastik ve doğru bakımdır.
“Ekonomi kötü, lastik pahalı, bakım masraflı…” diyorsanız, o zaman açık ve net konuşalım:
Kış aylarında en doğrusunu yapın, toplu taşımayı kullanın.
Özel aracınız varsa, bırakın kapının önünde yatsın. Sadece ara sıra 5-10 dakika çalıştırıp stop edin yeter. Böylece motor da donmaz, trafikte hem kendinize hem başkasına risk oluşturmazsınız.
Unutmayın, konu lastik değil…
Konu sizin canınız, çocuklarınızın geleceği ve trafikteki herkesin güvenliği.