Sezgin Kaşıkçı'nın yazısı.

Bundan yaklaşık üç yıl önce Trabzon kamuoyuna önemli bir müjde verilmişti.
Dışişleri Bakanlığı Trabzon Temsilciliği açılacaktı.
“Dışişleri işlemleri artık çok daha kolay olacak, gelişen turizm sektörü buradan yönetilecek, Trabzon bölgenin cazibe merkezi olacak” denilmişti.

Haberler yapıldı, açıklamalar peş peşe geldi.

Bugün gelinen noktada tablo ortada:
Antalya, Diyarbakır, Edirne, Gaziantep, Hatay, İstanbul ve İzmir’de Dışişleri Bakanlığı Yurtiçi Temsilcilikleri var.
Trabzon’da ise hâlâ yok.

Peki neden?

O dönem bizzat Dışişleri Bakanı Sayın Mevlüt Çavuşoğlu ile görüşmelerin tamamlandığı, sürecin Cumhurbaşkanlığı kararnamesiyle resmileştiği ifade edilmişti.
Hatta temsilcinin dahi belirleneceği konuşulmuş, teşekkür mesajları bile hazırlanmıştı.

Üstelik bu iş söylenti de değildi.
Dışişleri Bakanlığı’nın teklifi üzerine, 1 Sayılı Cumhurbaşkanlığı Kararnamesi’nin 158. maddesi gereğince Trabzon’a irtibat bürosu açılması uygun görülmüş, kararnameyi Cumhurbaşkanı Sayın Recep Tayyip Erdoğan bizzat imzalamıştı.
Şehirde ciddi bir beklenti ve mutluluk oluşmuştu.

Şimdi 2026’ya yaklaşırken insan ister istemez soruyor:
Dışişleri Bakanlığı Trabzon Temsilciliği nerede?

Bu temsilcilik açılsaydı;
    •    Dışişleri işlemleri kolaylaşacaktı,
    •    Turizm daha planlı yönetilecekti,
    •    Ekonomi canlanacak,
    •    Üretim, istihdam ve ihracat artacaktı.

Trabzon, bölgenin parlayan yıldızı olma iddiasını daha da güçlendirecekti.

Ama olmadı.

Bugün gelinen noktada temsilcilik hâlâ açılmadı, ne zaman açılacağına dair net bir tarih de yok.
İnsan ister istemez şu soruları soruyor:
Bu ve benzeri devlet yatırımları Ankara’da bir çekmeceye mi kaldırılıyor?
Yoksa Trabzon’a hâlâ “taşra kent” gözüyle bakılmaya devam mı ediliyor?

Eğer yapılmayacaktıysa, neden sözler verildi?
Neden imzalar atıldı?
Bu süreçte Sayın Cumhurbaşkanımız, verilen sözlerin hayata geçirilmemesi nedeniyle töhmet altında bırakılmıyor mu?

Asıl sorun da burada başlıyor.

Trabzon’u ayağa kaldıracağız diye manşetler atılıyor, açıklamalar yapılıyor ama karşılığı sahada görülmüyorsa;
Bu şehirde yaşayan insanların umutlarıyla, beklentileriyle neden bu kadar kolay oynanıyor?

Dışişleri Temsilciliği sadece bir örnek.
Sorun çok daha büyük ve yapısal.

Ankara bürokrasisi artık Trabzon’u “taşra kent” refleksiyle görmekten vazgeçmelidir.
Trabzon bir büyükşehirdir.
Geleceği olan, potansiyeli yüksek, bölgesel güç olabilecek bir şehirdir.

Trabzon dün vardı, bugün var, yarın da var olmaya devam edecek.
Ama görmezden gelinirse değil; hak ettiği değer verilirse büyür.

Bunu artık herkesin net şekilde görmesi gerekir.