CHP Araklı İlçe Başkanı Osman Dilber bütçeyi değerlendirerek net mesajlar verdi.2025 Merkezi Yönetim Bütçesi, Türkiye’nin içine sürüklendiği ekonomik ve siyasal çöküşün artık saklanamaz boyutlara ulaştığını göstermetidiğini beliten CHP Araklı İlçe Başkanı Osman Dilber "Bu bütçe; enflasyonun resmî olarak %45’lerde seyrettiği, bağımsız ölçümlerin ise temel tüketim kalemlerinde yıllık artışın %100’leri aştığını ortaya koyduğu bir dönemde hazırlanmıştır. Gelir dağılımı OECD ortalamasından dramatik şekilde kötüleşmiş, Türkiye Avrupa’nın en yüksek gelir eşitsizliğine sahip ülkesi hâline gelmiştir. Yoksulluk oranı %20’nin üzerine çıkmış; çalışan yoksulluğu bile çift haneli seviyelere ulaşmıştır. Bu koşullar altında sunulan bütçe, toplumun değil sarayın çıkarlarına göre kurgulanmış bir “kriz yönetimi değil, kriz üretimi programı”dır."dedi 

Osman Dilber Merkez Bankası rezervlerinin brüt olarak artması “başarı hikâyesi” gibi pazarlansa da, net rezervlerin borçlanma ve swap yükümlülükleri nedeniyle kırılgan yapısı değişmediğine vurgu yaparak " Bütçenin en büyük kalemlerinden biri hâline gelen faiz ödemeleri, AKP iktidarının yıllardır uyguladığı kuralsız ve anayasasız ekonomi yönetiminin faturasını halka çıkarmaktadır. Sosyal harcamalar kısılırken, vergi yükü yine ücretli kesimin üzerine yıkılmakta; servet ve sermaye grupları neredeyse tamamen muaf tutulmaktadır."dedi 

 Araklı İlçe Başkanı Osman Dilber bu bütçe;
 Enflasyonu kalıcı biçimde düşürmeye yönelik bir strateji sunmuyor,
 Yoksulluğu azaltmak yerine derinleştiriyor,
 Emeği cezalandırırken serveti ödüllendiriyor,
 Hukuksuzluğun ve keyfi yönetimin yarattığı ekonomik çöküşü daha da ağırlaştırıyor.

Cumhuriyet’in kurucu ekonomi anlayışının tam tersi bir çizgide ilerlediklerini dile getiren Osman Dilber  " Bu bütçe, Türkiye’yi üretimden koparan, emeği değersizleştiren ve toplumu kuralsızlaştırılmış bir piyasa vahşetine teslim eden siyasal tercihin ürünüdür. CHP Araklı İlçe Başkanlığı olarak bu bütçeyi reddediyor; bilimselliğe, planlamaya, sosyal adalete ve hukuk devletine dayalı gerçek bir kamucu dönüşüm olmadan Türkiye’nin ekonomik toparlanma şansının kalmadığını açıkça ifade ediyoruz."dedi